Şiir

 

SENİ SEVİYORUM NEDEN Mİ? ...

 

Seni Seviyorum

NEDEN Mİ? ...

Şafağın her söküşünde

Saçlarından hayata asılmamın tek nedeni sen varsın

Unutma! ...sana tutku halinde bağlanmam için

Milyonlarca sebebim var....

Şu çirkef dünyada tek parıltı sensin

Ünlü bir heykeltıraşın spatulasından çıkmış gibi

Fakat...sönük bir parıltı değil..

Güneşin tüm ışıklarını silik bırakan bir parıltı

Şu kuru ayazda içimi yakan bir volkan gibisin

Cayır cayır esiyorsun

Y üreğime işleyerek..

Sonrada çekip gidiyorsun

Ne zaman yaktığını ne zaman geldiğini fark etmeden...

 

Seni Seviyorum

NEDEN Mİ? ...

Saçlarını gözlerini....seni düşünmekten başka bir şey gelmiyor içimden..

İnan öyle tabi bir duygu ki...

Yüreğimin kuyularında

Sanki dünyaya gözümü açtığımdan buyana var..

Biliyorum bu duygu ortaya çıkmak için seni bekliyordu...

Olmadığın bir anı çektiğim nefesi önemseyemiyorum...

Sensiz...bu yalan çorak alemde olmaktansa

BİTİŞİMİN...soğukluğuna Asılmayı

ASLA! ...saçlarından hayata asılmamaktansa

Şu iğrenç çirkef dünyaya sırtımı dönmeyi Akıl bilirim...

 

Seni Seviyorum

NEDEN Mİ? ...

Kulağımda ne zaman bir aşk şarkısı işitsem

Melodilerde sen akıyorsun

Ne zaman nostalji bir aşk şiiri okusam

Damlayan mısraları hep ama hep..

Saçlarını gözlerini getiriyor bana..

Bilmelisin...her an yanımdasın

Seni hissetmem görmem için bir an düşünmem yeterli..

Zannedersem ilk defa bir kızın kokusu yüreğimde fırtınalar estiriyor..

Kendi kendime ferhatın aslıya aşkındaki gibi

O damı..bu tatlı ten kokusuyla avare olmuştu diyorum...

 

Seni Seviyorum

NEDEN Mİ?

Gözlerinde ki milyonlarca parıltı

Karanlığın zulm yanını darmadağın edip geçiyor

Seni süzerken, kendimi güneşi yukarılardan seyrediyor gibi hissediyorum...

Ruhum sana ait

Hiçe sayıp kaldırıp bir kenara atabilirsin

Yüreğinin içine de alabilirsin

ALLAHIM! ...

Bebişimin yüreğinin en derin kuyusunda olmak istiyorum...

 

Seni Seviyorum

NEDEN Mİ? ....

Belli sen busun

Fakat sen beni

Ben olduğum...öyle yada böyle olduğum için seviyor musun...

Söyle bunu kim bilir

Saçlarını okşamayı

Saçlarımı okşamanı

Boynuma atılışlarını..buselerini

Tenini koklamayı

Sarılıp sarılıp kopmalarını

Seni seviyorum

Bir yıldız gibi gözlerimin önünden kayıp giderken

Sahte dünyada cennette gibiyim

Sadece bir vakit elimde tutuyorum o cenneti

Bilmem bir müddet sonra ne olacak

Kim bilir rezil edip kopup uçup gitmiş olacak

 

Seni SEVİYORUM

NEDEN Mİ? ...

ALLAH tüm güzellikleri yaratırken

Eminim seni en nadidesi olarak yaratmış

Kır çiçeklerinden güzel

Gülden narin

Meneeden şeker

Kardelenden daha güzel kokulu

 

Seni Seviyorum

NEDEN Mİ? ..

Eşsiz haline huriler gıpta ediyor

Sahte alemde ise

Beşeriler arasında..

Zannedersem...bir ben...yada bir iki şanslı..

Bu güzelliği algılayabiliyor..

Ömür bitene kadar

Mahvolana kadar

Yanında kollarında saçlarında asılı kalsam

Bunu hissediyorum bu bir işkence olur

En çok yüreğinde senle olamadığım için

 

Seni Seviyorum

Neden mi? ...

Hayal ma yal olsa dahi

Düşüncelerimde aklımda seviliyorum fikri bile

Senin gibi eşsiz bir varlık tarafından beğenilmek sevilmek

Bu budalayı ömrü boyunca mutlu edebilecek kadar,

Muhteşem, eşsiz, güzel ve bir o kadarda ASİL...

Tatlım bebişim seni anlatmaya bak mısralar bile yetmiyor..

Düşünüyorum şu yalnızlığımı gün ışığına atmadığım odamda

Acaba kaç insan seni sana dünyaya anlatmak

Düşünüyorum şu yalnızlığımı gün ışığına atmadığım odamda

Acaba kaç insan seni sana dünyaya anlatmak için

Milyonlarca dizeler yazdı....

 

Seni Seviyorum

NEDEN Mİ? ...

Bir tebessüm ay ışığında, tek aydınlığım

Bana her şeyi ama her şeyi bir kenara attırıyor

Gülüşünde, gözlerinde, takılıp kalıyorum

Sadece izleyip tadını çıkartma duygusu alevlendiriyor..

Ah! ..bebeğim..seni seviyorum

Bak her şey yetersiz

Bu kadar nedenin ardına bile

Seni ne çok sevdiğimi

Ne çok saçlarında asılı kalmayı

Kollarında uyumayı

Sana dokunmayı...

Gözlerinde tutuklu kalmayı anlatamadım....

 

Seni Seviyorum....milyarlarca nedenim var......saçlarının tellerinde hayata asılmayı....neyse...)

 

 

 

Bir İsim Lazım Şimdi Bana

Duygulu gecelerin hazin çığlığında,
Sarılacak bedenime umarsızca.
Tatlı bir dokunuş olacak acılarıma,
bir isim lazım şimdi bana.

Sırt çevirmişken beslediğim umutlara,
Mutlu edecek bu kalbi bakışlarıyla.
Gülüşü yetecek belki ıssızlığıma,
Bir isim lazım şimdi bana.

Tatlı bir düşüm olacak hüzünlü akşamda,
Aşk sözcükleri dudağında, ve o ilkbaharımda.
Sevgiyi hissettirecek varlığıyla başucumda,
Bir isim lazım şimdi bana.

Yalnızlığımla çıkamazken sabaha,
Her şeyi unutturacak yaralı ruhuma.
Ve sevebilecek ta ki sonsuza,
Bir isim lazım şimdi bana,
Sevmek istiyorum onu daima.


 

 

SENİ SEVİYORUM

 

sevmek; bakmak değil görmekse eğer,
sevmek; yanındayken başını
omuzuna koyabilmekse eğer,
sevmek; yanındayken yalnızlığı unutmaksa eğer,
SENİ SEVİYORUM....

* * * * *

sevmek; senle iken yere daha sağlam
basabilmekse eğer,
sevmek; yokluğunda seninleymiş gibi
hissetmekse eğer,
sevmek; hayallerine senide sokabilmekse eğer,
SENİ SEVİYORUM

* * * * *

sevmek; yatağa uzandığında, seni düşlemekse eğer
sevmek;sen üşüdüğünde gölgemle
seni ısıtmaksa eğer,
sevmek; sevdiğini çıklık çığlığa söylemekse eğer,
SENİ SEVİYORUM

* * * * *

sevmek; el ele tutuştuğunda kalbinde bişeylerin
kopmasıysa eğer,
sevmek; gözgöze geldiğin de hiç kıpırdamadan
bakabilmekse eğer,
sevmek; kalbini kalbinde hissetmekse eğer,
SENİ SEVİYORUM



 

AŞKIN TARİFİ

 

Mevsim sonbahar
Hafif yağmurlu bir günün akşamı
Yıldızlar parlak
Meydan okuyorduk adeta
Geçip giden zamana
Şavaşıyoduk sanki
Hep birlikte olabilmek adına
Sevgimizin aşkımızın adına
Nasıl anlatılabilirdi ki başka
Bu aşkın tarifi
Nasıl yaşanırdı acaba
Bundan daha görkemli, daha gösterişli
Titreyen iki bedende, tek yürek
Soğuktan üşüyen ellerimiz
Ama sımsıcak yürek
Sımsıkı bir duygu
Beni sana getiren
Seni bana bağlayan, aşkımızı yaşatan
Bizi birbirimize bağlayan,
Aşkın tarifi

SENİ SEVİYORUM AŞKIM…..!



 

BİR GÜN KAPINA GELSEM

 

Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum

Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum

Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum

 

 

İSTANBUL ..

 

Evin içinde bir oda, odada İstanbul
Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul
Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı
Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul
Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
Çekmeğe başladı, oltada İstanbul
Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
Şişede İstanbul, masada İstanbul
Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık
Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul
İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım
Nereye gidersen git, orada İstanbul.

 

 

 

 

BEKLEYEN

 

Hangi yalnızlıktır iten seni bu sığ sulara
Hangi şekilsiz geek bağlayan ellerini
Kattığın bir acı gülüştür düştüğün korkulara
Kim baksa gözlerine görür beklediğini

Saçında bir tel vardır, o çağırır hüznü
Ellerindir yorulmuş, anlaşılmamış, nemli, soğuk
Bir rengi vardır dudaklarının saklayan gülüşünü
Ne zaman baksam gözlerine ağlar bir çocuk

Ne kadar gülsen ortada kırıklığın öyle geek
Sen bir sarılarda, bir yeşillerde, bir morlarda
Sanki bir kederdir ömrün hiç bitmeyecek

Kimbilir seni bekleyen kim şimdi o yollarda
Bilmediğim, görmediğin kim çıkacak o romanlardan
Bir masal kahramanı mı? Ki kalmış eski zamanlardan

 

 

BİLİR MİSİN?

 

Tam sınırdan kaçarken vurulmak nedir bilir misin?
Nöbetçiler ha gördü, ha görecek
Parmaklarının ucu dikenli tellere değdi değecek...
Ama... Bir adım daha atamazsın.
Uzanıp tutamazsın;
Göz pınarlarında donup kalır hayallerin
Planların, kaçışın, kurtuluşun
Ve deler sevgi dolu yüreğini
Sevgi bilmeyen bir kurşun.
Bir okyanus da boğulmak nedir bilir misin?
Batan bir gemiye el sallayamamak,
Oturup ağlayamamak,
Birkaç kulaç ötedeki
Bir tahta parçasını tutamamak,
Nedir bilir misin?
Sevmek nedir bilir misin?
Bir şeyler tutuşur yüreğinde kıpır kıpır
Bütün benliğini sarar, ısıtır.
Her gülüşte yeniden doğarsın
Ve bin kere ölürsün her iç çekişte
Nasıl anlatsam bilmem ki.
Yani 'sevmek' işte.
Duymak nedir bilir misin?
Duymak, ama anlatamamak
Çemberini kıramamak kelimelerin.
Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek
'Seviyorum' diyememek
Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin?

 

 

AYNA

 

Bana benzeyen bir gözlerim kaldı
Bir de kederli bakışlarım
Düşüncemin olmadığı
Aynalarda ben varım

Yalan değil değiştiğim, yalan değil
Şimdi her şarkı beni ağlatır
Deli eden insanı zaman değil
Zamanı unutmamak kahırdır

Zamandı avuçlarımdan uçup giden
Hayallerimin olmadığı yerde
Zamandı düşünceme hükmeden

İlk sevdiğim şimdi kimbilir nerde?
Önce hatıralarımı götürdü ölüm
Zaman aynasında ölümü gördüm

 

 

AŞKTI O

 

Aşktı o! Değiştiren tüm gecelerimi
Aşktı o! Beni durup yenileyen
Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen

Bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim
Aşktı yine beni yıkayan, arıtan su
Böyle ak pak olacağımı bilir miydim?
İçimde açmasaydı o sevmek duygusu

Ben bir tutsağım şimdi sevgiye, gönüllü
Çözmeyin ellerimi, zincirlerim kalsın
Görsün prangalarım o doğacak günü

Ve bu dünyaya aşk dolu şiirlerim kalsın
Seninle her yerde güzel, her zaman yeni
İstemem, sensiz hatırlamasınlar beni.

 

 

SENİN İÇİN  


Yine yağmur var dışarda
Ve yine sokaklar bomboş
Yine izliyorum camdan yağmuru,karanlığı
ve yalnızlığı
Ama bu defa severek, sevilerek
Daha bir başka bakıyorum insanlara
Seni seviyorum, seni çok seviyorum

Yine yağmur var dışarda
Ve benim yüreğimde
Çok yakınımdasın biliyorum
Ama seni göremiyorum
Bağırsam sesimi duyarsın biliyorum
Ama bağıramıyorum

Yine yağmur var dışarda
Ve benim gözlerimde
Bu defa ne için ağladığımı biliyorum
Demek insan gönülden sevince
Böyle olurmuş diyorum
Çünkü bu defa senin için
Daha bir başka ağlıyorum

Yine yağmur var dışarda
Ve yine içimde fırtına
Bu defa senin için kopartıyorum fırtınaları
Seni sevdiğim için
Hayatta bana verilmiş en güzel armağan
olduğun için
Benim olduğun için
Daha bir başka yaşıyorum hayatı
SENİN İÇİN



 BİR GÜN KAPINA GELSEM 


Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum

Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum

Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum

 

 

 

 

SENMİŞSİN HEEY  

İşte sensizliğin ilk dakikası
Bomboşum
Meğer senmişsin beni yaşatan
Nefessiz kaldım
Bedenim bende ama
Ruhsuz kaldım
Sen ruhumu aldın
Ben sende kaldım....



Her şey düzleşti birden
Hayat yok sanki
Senmişsin hayatım
Sen gittin
Ben ölüme açıldım...



Gülmek yok, düş yok
Hayal yok, geek yok
Hayat yok, nefes yok
Senmişsin heey
Şimdi hiç birşey yok.



 

HASRET KOKUSU  

Geçmişte kalan hasretin,
Hala içimi ısıtıyor.
Gözlerinin,gözlerime bakışı,
Kalbimi derinden yakıyor.

İlk görüşte,
kalbimden aşağı sızan bir şey hissetim,
Acaba neydi,çok merak ettim.
Senin için ömrümü,hayatımı verdim.

Senin gidişini izlemek,
Can çekişen kelebeği,
İzlemek kadar zordu benim için,
Söyle,sen bana ne söz vermiştin.

Peşinden koşmakla geçti ömrüm,
Senin aşkın için,
Ben kendimi toprağa gömdüm.
Sen bırakıp gidince,
Közü sönmüş bir kömüre döndüm.

Seni sen olduğun için sevdim,
Seni,hep bekledim,
Göremeyince seni yakınımda,
kendimi asmak bile istedim. 



 

 Sen Gel : : . .

belki anlatılır,belki anlatılmaz, 
bu karamsarlığın nedeni. 
unutmaya yüz tutmuşken, 
neden tekrar aklımdasın 
gecelerimde,gündüzümdesin, 

özlemek değil bu 
güzel olan bir kaç anı anımsamak 
ama gözleri yaşlı ama kalbi buz kesmiş, 
şimdi sensizliğe yelken açmışken, 
neden haber getiriyor kuşlar? 
neden ağaçlar tatlı tatlı fısıldıyor adını, 

dün ilk kez uyuyamadım 
sensizliğin ardından, 
gözlerim karanlığın içinde,aydınlığını aradı, 
birde akşam rüzgarı eşlik etti yalnızlığıma. 
belki o an sesini duysam 
kendimi uykunun derinliğine bırakabilirdim.. 

heey,herkes,tüm dünya girdi aramıza, 
boş kollarda aradın paha biçilmez mutluluğunu. 
bendeki aşkı hiçe saydın, 
senin gibi bir dünya servetine kanmadım, 
gidipte beş para etmez insanlarla,aramızdaki aşkı öldürmedim.. 

sen şimdi rahatmısın?? 
eğlenebiliyormusun sahte gülüşler etrafında, 
ya da eğlandirebiliyormusun yalanlarınla. 
hala eskisi gibimisin? 
hiç mi değişmedin? 
biliyorum seni değiştirmeye hiç hakkım olmadı, 
günlerce yazabilirim seni, 
ya da bir anda silip atabilirim. 
ya gelir tekrar koynuna girerim, 
ya da sensizliği dost bilir 
sarılırım boş bir hayaline 
savrula savrula uzaklara göçerim. 

sensiz değeri yok geçen zamanın, 
içimde senden kalan bir hüzün, 
dilimde sessiz adın 
kimseler duymuyor artık sen ve beni, 
onlarda benimle birlikte alıştılar bu terkedişe
ne güzel bir resminin olamaması, 
kendimi bu şekilde alıştırabilmek heeye

aynı şehirde kocaman bir yalan olarak yaşamak, 
ve dönüp dönüp karlı kaldırımlara bakmak, 
ulaşabileceğim bir numaran varken,arayamamak 
ne bileyim 
unutmadım mı acaba seni 
neden yazıyorum sanıyorsun 
sevmesem niye karalayım kağıdı kalemi.. 

özlediğim bişeyler var, 
senden de benden de öte 
bir sıcaklık bölsün rüyalarımı 
bir nefes ve
birde kokunu bırak ellerime
sen gitsende kokun kalıyor yastığımda, 
itiraf etmeliyim ki özlüyorum seni, 
bende bilmek isterdim senin tarafından özlendiğimi, 
vede beklerdim kapımı çalışını, 
sensizlik vurmadan zamana, 
sen gel, 
sen gel..... 

 

 

Bir Özlem Şarkısı

Ne çok özledim seni bilsen
ne çok arıyorum seni solgun palmiyelerin gölgelerinde
ne çok arıyorum seni ifade yoksunu lal sokaklarından
sağır sultanlardan
acıya hüküm giymiş sevdaların ayak izlerinde
kaldırım taşlarına sinen dolunay sessizliğinden çiçeklerden
her tüyünde alacalı umutlar şavkıyan kuşlardan

ne çok özledim seni bilse
gecenin titrek kanatlarında hüzne çalarken denizin mavisi
yıkıp yalnızlığın acımasız duvarlarını
tutup sana gelmek isterdim.
henüz uyku sersemiyken yıldızlar 
doğmamış başakları okşarken bir rüzgar
ak bir güvercin kanadına salıp yüreğimi 
nisan yağmuru gibi yağmak isterdim
teninin karanfile çalan kokusuna
ve bir hançer gibi ansızın girip düşlerine
sesinin aksi sedası olmak isterdim
bir meltem esişinde

ne çok özledim seni bilsen

bir görebilsem yüzünü beklenmedik bir şehirde
ne yaprak düşer sonbaharda inan ne yağmur
ne acı kalır yürekte ne gözyaşı
bir değse gözlerin gözlerime
ne hüzün kalır gecemde ne matem
ne asiliği kalır denizin ne hırçınlığı

ne çok özledim seni bilsen
yitirilmiş sevdaların harman alevi
düşlerinde pusudayım
kulağım kirişte ellerim tetikte
gözlerim ufukta dalgalanacak
o kızıl saçlarında

Özletiyor Seni Bu Yağmurlar 


Burada yağmur yağıyor 
Aralıksız yağıyor günlerdir 
Ama sen yine de şemsiyeni 
Almadan gel ilk otobüsle 
Buğulanan camlara usulca 
Yüzünü çiziyorum ki yüzün 
Bir yağmur damlası olup 
Düşüyor yapraklarına gülün 
Güller de bozamıyor bu uzun 
Karanlık sessizliğini kentin 
Anılarını yitiriyor sokaklar 
Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları 
Tarih de kekemeleşiyor bazen 
Ki o zaman aşktır tek bilici 
Aşksa yürümek gibi bir şey 
Duyabilmek kuşların gelişini 
Anısı bizsek eğer bu kentin 
Unuttuğu türküler bizsek 
Acıyı rehin bırakıp bir güle 
Anımsatmalıyız bunları bir bir 
Sonra yürümeliyiz seninle 
Sokaklara caddelere çıkmalıyız 
Belki bir aşktır bu kentin 
Belleğini geri getirecek olan 
Burada yağmur yağıyor ama sen 
Şemsiyeni almadan gel yine de 
Özletiyor bu çılgın sağanak seni 
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun Seni görüyorum düşlerimde 
Yanımdasın; 
Ellerini tutuyorum sımsıkı 
Gözlerine bakıyorum sıcacık 
İçim ısınıyor senin yanında 
Sanki kuşlar bizim için şarkı söylüyor 
Dansediyorlar etrafımızda 
Başımı omuzuna dayıyorum; 
Sarhoş olmuş gibiyim 
Başım dönüyor 
Bulutların üzerinden izliyorum dünyayı 
Seninle dünya o kadar güzel görünüyor ki gözüme 
İnanamıyorum... 
Hiç uyanmak istemiyorum 
Bu büyünün bozulmasından korkuyorum belki 
Masmavi bir deniz uzanıyor önümüzde 
Yanımda sen varsın düşlerimde 
Soğuk, boş ve karanlık bir odada uyanıyorum sonra 
Bakıyorum ama yoksun 
Kalbim kanıyor 
Canım çok yanıyor 
Hasretin altın saplı hançer olmuş 
Saplanmış yüreğime 
ölüyorum.... 
Başım dönüyor aşkım 
Gözlerim kararıyor 
Zaten sensiz karanlık değil miydi? 
Nefes alamıyorum aşkım 
Sensiz hiç nefes almadım ki 
Hasretin öldürüyor beni 
Çok canım yanıyor bir tanem 
Kalbimi söküp atmak istiyorum 
Bu acı dinsin diye 
Onda da sen varsın yapamıyorum 
Ruhumda, bedenimde,yürüdüğüm yolda, 
Gördüğüm her şeyde 
Duyduğum her sözde sen varsın 
Düşüyorum birtanem 
Artık sensizliğe dayanamıyorum 
Avutmuyor hayalin 
Sıcaklığın olmayınca 
Üşüyorum,ölüyorum...